Nelerden korkuyorsunuz hiç düşündünüz mü?? kediden yüksekten yalnız kalmaktan, parasız kalmaktan, hasta olmaktan gibi belirgin korkularla beraber bazı korkuları adlandıramadığınız halde de korkuyor olabilirsiniz.
Mesela arada kalmaktan, önlem alamamaktan yada kaybolmaktan korktuğunuz hiç aklına gelmiş miydi??
Kendimizi korumak amacıyla bilinçaltının savunma mekanizması olan korkular aslında çokta işe yarar. Korku olmasa bilinçaltı tetiklenip hızlı bir şekilde tepki veremez. Gerçekten tehlikeli olan durumdan aniden kurtulamayız. Sonuçta bir köpek üzerimize doğru koşarak gelmiş olsa bilinçaltı tehlikeyi anlar uyarılır, vücuda tehlike diye sinyal verir ve o an kaçmak yada savaşmak için lazım olan her şey bu tetiklenmeyle birlikte hızlıca vücudun ilgili bütün organlarına gönderilir. Üzerimize doğru koşan köpek için kaçmanın bile iyi bir tercih olacağını bilinçaltı belirler ve bizde hızla kaçabiliriz. Bu sistemi bir kaç saniye içinde yapan bilinçaltının en temel görevi bizi hayatta tutmak olduğundan eğer bu şekilde otomatik olarak yapamasaydı insanoğlu kendini tehlikeden koruyamazdı.
Muazzam kuvvetli ve hayran olunası bu güzel özelliklerle yaratılmış olan bilinçaltımız bazen gerçek tehlike ile sahte olanı karıştırabiliyor ve bu hayat kalitesini bir hayli düşürüyor. Köpeği gördüğünde uyarılan bilinçaltı aynı şekilde topluluk önünde konuşma esnasında da uyarılabiliyor …
Şimdi bu gerçek bir tehlike değildir ama sanki bilinçaltı gerçek tehlikeymiş gibi hareket ederek bütün vücuda alarm veriyor, Peki bunu neden yapıyor? 0-7 yaş arasında yaşanılan olayları kaydeden bilinçaltı, annemizin korkusunu bile çekmiş olabilir, belki anne ve babanın arasında geçen bir gerginliği de yine kan yoluyla hafızaya kaydetmiş olabilir. Eğer kişinin korktuğu konu ile ilgili herhangi bir deneyimi yoksa bu ebeveynin genlerinden aktarılmış olabilir.
Korkulan şeyi sürekli düşünmek bir çeşit duadır. Hatta olması için bir yakarıştır. Kişi korktuğu şeyi düşündüğü kadar başarılı olmak istediği şeyi düşünse başarısız olması neredeyse imkansızdır. Bu bağlamda korkunun olmaması da imkansızdır, hepimiz biliriz korktuğumuz şey başımıza gelir , bu atasözü boşuna değildir. Düşünce frekansına eşlik eden yoğun duygular öyle bir yayın yapar ki adeta baz istasyonu gibidir. İllaki o korkuyu meydana getirecek olaylar ve insanları, yaptığı kuvvetli yayınla mıknatıs misali üzerine çekmiş olur ve muhakkak korkulan şey gerçekleşir. Kimisi iğneden korkar , hayatının belli bir zamanına kadar hasta olsa da korkusundan doktora gitmez ama iş bu ya her ne hikmetse(!) hamile kalır ve sürekli iğne ile imtihan olmak zorunda kalır ya da topluluk önünde konuşma korkusu olan kişi yine aynı şekilde uzun yıllardır çalıştığı iş yerinde güzel bir konuma getirilir yine korku frekansı devrede olduğundan sürekli sunum yapması gerekir ve rahatsızlığı artar devam eder taa ki korkusundan korkmayana kadar.
Oysaki korkarak bizi korumaya çalışan bilinçaltı, burada yanlış bir izlenime kapılarak aslında biliyoruz ki ”saçma” ama yine de tepki vermeye devam eder.
O yüzden korkular bir an evvel hayatımızdan çıkmalı ki rahatça hareket edelim. Bazen de iş kurmak isteyen ama bir türlü kuramayan ya olmazsa, ya iflas edersem, ya rezil olursam, ya başarırsam ve çevremde kimse kalmazsa gibi onlarca korku yaratır. Bu korkulara inanır ve bu korkulara inandığı için hareket etmez, girişim de bulunamaz. Kim bilir aramızda ne kadar çok muhteşem potansiyele sahip ama sırf korkularından hareket etmeyen ve silinip giden kişiler vardır!!
Bilinçaltının bir özelliği de eğer kişi kendi potansiyelini ortaya çıkaramazsa farklı şekilde tepki verir örneğin bunlardan bir tanesi kilodur. Çok enteresan bir tepkidir kişi istediği şeyi sırf korkusu yüzünden gerçekleştiremez ve bilinci ile bilinçaltı korkuları çatışır. Çatıştıkça arada kalmanın o ikilemi yüzünden kişi stres altındadır, stresi artan kişinin bilinçaltı yine tehlike var uyarısı vererek kortizol hormonunu salgılatır. Çatışması çözülmeyen kişi sürekli bu hormonu salgılar ve dengeye gelemez vücudu yapmaya kilo tutmaya başlar. Umursamadığımız, görmezden geldiğimiz bir düşünce veya korkunun şu ettiğine bakın! Bunun gibi daha neler neler ettiğini tahmin bile edemezsiniz.
Hayatımıza yön veren bu illetten kurtulmak sanıldığından daha basittir. İyileşme için yüzleşmek elzemdir. Belki en çok korktuğunuz şeyleri bir kenara yazarak karşılarına şu soruyu yazıp düşünebilirsiniz! ”En kötü ihtimalle ne olur?”
Korkudan kurtulmak için MUHAKKAK olarak korkulara rağmen hareket edilmesidir. Yoksa o korku illüzyonik olarak sürekli kendini bize göstermeye devam edecektir.
Ruhsal bir varlık olduğumuzu kendimize anımsatmak kalbimize iyi gelecektir ve endişeleri silip atacaktır. Korku geldiğinde farkında olarak , kendinizi araba sürerken hayal edin siz kendi yolunuzdasınız ve düşüncelerin her biri de yanınızdan geçen arabalar olsun. Nasıl ki gerçek hayatta da arabalar yanınızdan geçer gider düşüncelerinizin de öylece akıp gitmesine izin verin. Belli bir zaman bu şekilde yaparsanız artık korkularınız kaybolacaktır.
Kendinizden emin,düşüncelerinize, çevreye, geleceğe güvendiğiniz,cesurca yaşadığınız bir hayat diliyorum hepinize…
Sevgi ve Selamlarımla
Yaşam Koçu
Özlem YAŞAR